İtalya'yı Keşfetmeye Hazır mısınız? İtalya Kazan Biz Kepçe 1
İtalya Kazan Biz Kepçe 1
Başlangıç
Başkaların hayatına burnunuzu
sokmayın. Merakla takip etmeyin başkalarının sıkıcı
hayatlarını. Kurtarın kendinizi bu sıkıcılıktan. Yoksa
burnunuz boktan kurtulmaz. Size ne başkasının derdinden,
mutluluğundan, parasından, seks hayatından. İllaki burnunuzu bir
yerelere sokacaksınız kitaplara sokun. İllaki bir şeyleri merak
edeceksiniz şehirleri, ülkeleri, dağları, akarsuları,
kültürleri, yemekleri merak edin. Kırın içinde asalak gibi
yaşadığınız veya yaşam diye size sunulan sahte kabuğu. Özgür
bırakın ruhunuzu bırakın dünyayı keşfetsin. Ve uzaklara nasıl
gidebilirim, ulaşabilirim diye çaba sarfedin. Gezin, uçakla,
otobüsle, trenle, otostopla, bisikletle, yürüyerek... Bırakın
hayalleriniz yer yüzü gibi engin olsun. Güneşin doğduğu ve
battığı yerleri merak edin. Uykuya daldığınız şehir başka,
uyandığınız şehir başka olsun. Oralarda insanların nasıl
yaşadığını öğrenmeye çalışın. Değişik coğrafyalarda
insanların nelerden mutlu olduklarını, nelere üzüldüklerine ve
yaşamak için nasıl bir mücadele verdiklerini araştırın.
Araştırmak yetmez gidin yerinde gözlemleyerek yaşayın bunu.
'Yaşama Savaşı'nın başka bir coğrafyada başka bir dilde
ne anlama geldiğini öğrenin. Kısaca gezin. Denizleri okyanusları
dağları aşarak. Ruhunuzu kokuşmuş bir sistem içinde
başkalarının yavan hayatını merak ederek değil yollarda
öğrenerek ve mutlu olarak tüketin. Rüzgarlar gibi esip geçin.
Gök gibi gürüldeyin ve bardaktan boşanırcasına toprağa düşün.
Sizi bir hapse mahkum eden sistemin dışına çıkın. Bırakın
içinizde tutsak ettiğiniz çocuk isyan etsin. Kazan kaldırsın ve
mutlu olacağı devrimi gerçekleştirsin.
Başlamadan bir şarkıya götürmek
istiyorum sizi. Önce bu şarkının sözleri arasında kaybolun.
Sonra ben sizi kaybedeceğim. Murathan Mungan'ın sözlerini
yazdığı, Selim Atakan'ın bestelediği ve Yeni Türkü tarafından
bizlere sunulan şu şarkıyı, hayatlarında bir kez dahi dinlememiş
olanların beni anlamaları sor. Kapat gözlerini ve şarkıyı
dinle...
Ya
dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken
Kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip kederlenip
Mutsuz olacaksın
Meyhane masalarında kahrolacaksın
Şiirlerle şarkılarla
Kendini avutacaksın
Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Ya da içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken
Kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip kederlenip
Mutsuz olacaksın
Meyhane masalarında kahrolacaksın
Şiirlerle şarkılarla
Kendini avutacaksın
Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Yavaş yavaş başlayalım ne dersiniz. Ama şunu baştan söylemekte yarar var. Dünyayı gezdiğini iddia eden bir sürü gezginci var. Kimisi gerçekten tadını çıkartıyor ama çoğu gittiği yerin tadını çıkartamıyor. Bende oluşan izlenim bu. Hava atmak, yapmış olmak ve aaa ne güzel yapıyorsun, geziyorsun gibi koltuk kapartan sözler duymak için yapmayın gezme işini. Önce siz mutlu olun. Ben bu gezginciler gibi şu şehre gidin şu müzeyi gezin şu otelde kalıp o otelin resturantında yada şu lokantada şu yemeği yiyin, şurada alışveriş yapın, tarzında tavsiyelerden kaçınacağım. Kalkıp bir şehre gidiyorsunuz karnınız acıkıyor bir resturanta giriyor ve bütçenize göre bir yemek yiyorsunuz. Sonrada kalkıp falanca şehirde en iyi resturant şu orada en iyi yemek şudur mutlaka deneyin tarzı gezi tavsiyelerde bulunmak bana göre değil. Benim yediğimi senin yemen, senin yediğini ise ben yemek zorunda değilim kardeşim. Ben sen değilim sende ben değilsin. Damak zevklerimiz farklı. Senin paran çoktur, belkide benim param yoktur. Ayrıca bir şehre gidipte daha girdiğin ilk resturantı şehrin en iyi resturantı gibi göklere çıkartmak bence aldatmacadır. Bir günde şehirleri tanıyamazsınız. Yemek yediğiniz resturantın en iyi resturant olduğunu iddia edebilmek için o şehrin tüm resturantlarına girmiş olmanız gerekir. Bu mümkün müdür. Damak zevkiniz size özel kalsın istediğinizi yer istediğinizi içersiniz. Şunu çok net söyleyebilirim toplumumuzun damak zevki değişik tatlara lezzetlere ne yazık ki açık değil. Yahu memleketten kilometrelerce uzağa gidiyorsun yöresel tatları denemek varken sen gidip bir dönerciden döner yiyorsun. Yada Helal takıntından dolayı doğru dürüst bir şey yiyemiyorsun. Bu tipler hastalıklı tiplerdir benim gözümde. Otur kıçının üzerine ve hiç seyahat etme. Ben yediklerimi burada sıralasam yüzünüz beşgen veya daha garip şekillere girebilir. Neyse... Fakat tüm şehirlerin ortak bir özelliğinden bahsedebilirim size. Her şehrin merkezinde sıra sıra resturantlar vardır. Buraları merkez olduğu için pahalıdır. İnsanlar kendilerini ve yediklerini göstermek için buraları tercih ederler. Oysa bir arka sokağa giderseniz aynı yemekleri daha ucuz bulabileceğiniz resturantlarda vardır. Veya her şehirde aparatif olarak satın alıp bir kaldırım taşına veya bir ağaç gölgesine oturarak tüketebileceğiniz lezzetli yiyeceklerde vardır. Ben tercihimi bunlardan yana kullanıyorum. Ucuz, lezzetli ve yerel tatlar. Gönlünüze göre takılın. Özgür olun. Özgür olmanın dayanılmaz hafifliğini hissedin...
İtalya'yı Como gölünden başlayarak, Bergamo, Milano, Genova, Cingue Terre, Pisa, Floransa, Roma, Napoli, Pompei, Amalfi sahili, Palermo, Katalanya, Etna Yanardağı, Alberobello köyü, Bari, Venedik, Verona, Garda Gölü ve Moena'ya kadar gezeceğiz. Yüzlerce şehir, kasaba, köy bizi bekliyor. İtalya bizi bekliyor....
Eylül 2017 Heidelberg
Halil Fehmi Dağ
Yorumlar
Yorum Gönder