Como Gölünün Gizemli Şirin Köyleri...

İtalya'yı Keşfetmeye Hazır mısınız? İtalya Kazan Biz Kepçe
3 Ağustos 2018 Como Gölünü Keşfetmek

Colico Kasabası, Domaso kasabası, Gravedona kasabası, Dongo köyü, San Siro kasabası ve Menaggio...
Biz kendimize Menaggio kasabasını merkez olarak olarak seçtik. İlk iki gün burada kalarak Como gölünün pek bilinmeyen, batı bölümünü keşfedeceğiz. Como gölünün bir kaç kasabadan ibaret olmadığını burasının bir tatil cenneti ve hoşça vakit geçirmek için ideal bir bölge olduğunu aktarmaya çalışacağım size. Birde bazı okuduğum yazılarda Como'yu beğenmeyenlerde mevcut. O tip olumsuz yazılara itibar etmeyin. Elimden geldiğince hem bölge hakkında hemde tarihi hakkında bazı bilgiler sunacağım. İsterseniz önce Menaggio kasabasından en uzağa giderek kuzey doğuda bulunan Colico kasabasından başlayalım. Sonra teker teker geri gelerek Menaggio da yolculuğumuzu noktalarız. Hazır mısınız? Haydi öyleyse Como gölünün pek bilinmeyen gizemli köylerine doğru yolculuğa çıkalım. 

Colico kasabası; gezimize Menaggio kasabasına 50 dakika uzaklıkta bulunan Colico kasabasından başlıyoruz. Como gölünün kuzeyinde ki son yerleşim yeridir. Nüfusu yaklaşık 8 bindir. Buralar güneye nazaran daha sakin yerler. Bu noktada Alplere ve İsviçre' ye daha yakınsınız.

                                           Colico kasabasının sahilden görünümü,
Bu kasabanın benim için önemli olma nedeni ilginç insanların veya sıradışı bir tarikatın burada yaşıyor olmasıdır. Colico kasabası enteresan bir topluluğu içinde barındırır. Sistersiyen tarikatı. Tarikat dediğim için korkmayın sakın. Ülkemizde ki tarikatlardan değil bunlar. Sistersiyen tarikatını daha önce duydunuz mu? Öyleyse hadi gelin önce bu tarikat nedir ne değildir genel bilgi paylaşımı yapalım. Başta Colico, Lecco ve Como şehirlerinde ve kuzey İtalya'da yaşarlar. Colico kasabasında bulunan Abtei Piona kilisesi bu tarikata aittir.
                                              Abtei Piona kilisesi
                                              Manastır rahibe okulu Colico
                                           Kilisenin içindeki resimler...
Bu tarikat katolik mezhebine bağlıdır. Kendilerini dünya işlerinden uzaklaştırarak manastırda yaşamlarını sürdürürler. Giysilerinden dolayı beyaz kesişler olarak tanınmaktadırlar. Teknolojiyi ret eden bu tarikat kendi el emekleri ile ürettikleri gıdalarla yaşamlarını sürdürürer. Teknolojiyi reddediyorlar! Aman allahım. Modern dünyanın facebook gibi sanal yaşamın kölesi olmuş modern insanının bu tarikata girdiklerini düşünebiliyor musunuz? Sistersiyen tarikatı mal ve paraya değer vermezler. Hayda buda neyin nesi oysa mal ve parayla hava atmasını seviyoruz biz. Hele bizde ki tarikatları düşünecek olursak hepsi parayı malı fazlasıyla seviyor ve doymak bilmiyorlar. Yine bu tarikatın dış dünya ile bağları oldukça azdır. Zamanlarını tarlada çalışmak üretmek, kitap okumak ve ibadetle geçirirler. 21 yy'da tarladan çalışmak mı? Ne kadar ilkel ne kadar sıkıcı. Sanal alemde çiflikler kurup binlerce insanı dolandırmak varken, rüşvet çarkları arasında insanlık onurumuzu satmak varken tarımla uğraşmakta neyin nesi. Modern dünyanın çok modern insanları bu tarikatı gerçekten anlamaları zor. Bu tarikat bira ve peynir yapımında önemli bir marka olmuş haldedir. Gerçekten lezetli peynirleri ve biraları var. Fazla üerettikleri ürünlerini satarak kiliselerinin bakımında kullanıyorlar. Bu tarikatın çıkış yeri Fransa'nın Citeaux köyüdür. Sistersiyen ismide buradan gelmektedir. 1098 yılında ilk manastırlarını bu köyde kurmuşlardır. 12 yy da Avrupaya yayılmıştır. İtalya'nın kuzeyinde yoğunlaşmış bir tarikattır. Teknolojiyi redettikleri için peynir ve biraları yüzyıllardır süregelen atalarından öğrendikleri ilkel tekniklere göre yaparlar. Bu nedenle çok kaliteli peynir ve biraları vardır. Çalışarak üretmek onlar için kutsal kabul edilir ve bu tanrıya ulaşmanın bir yoludur. Paylaşımcı, barışcıl, yardımsever bir tarikattır. Yani modern dünyada teknolojinin insanoğlunda yok ettiği tüm insani duygular bu tarikat üyelerinde hala bozulmamış bir vaziyettedir. Belçika merkezli üretimi yapılan Westmalle ve Chimay marka biralar bu tarikata aittir. Nasıl ama... Böyle tarikata can kurban...

Forte Montecchio;

                                            Forte Montecchio bahçesi
                                                           Forte Montecchio bulunan tüneller
                                                       Kalıntılar...
Colico kasabasında ayrıca Forte Montecchio isminde askeri bir üs vardır. Monteggiolo tepesinde 1600 yıllarda hastane, manastır ve konaklama amacıyla yapılmıştır. 1912 ile 1914 yılları arasından İtalya kendini Avusturya, Amanya ve İsviçreye karşı savunmak için kullanmıştır. Milano'ya giden 5 yolun keşiştiği stratejik bir yol üzerindedir. Tepelik bir alanda bulunan bölgeden Como manzarısını görmek ve hayaran kalmak mümkün. O dönemde kullanılan eşyalardan müze yapılmıştır. O yıllara ait haritalar, askeri araç ve gereçler müzede sergilenmektedir. Savunma amaçlı tüneller, toplar ve güzel Alp dağları ve Como gölü mazarası sizi bekliyor. Fuentes kalesi ve kalıntılarıda turistlerin ilgisini çeken diğer bir özelliğidir. Kasaba rüzgar bakımında zengin olduğu için sörfçülerin uğrak yeridir.
                                            Colico sahilinde sörfçüler...
Como gölünün en yüksek dağı Colico kasabasının arkasından yükselen 2609 metrelik Monte Legnone dağıdır. Bu dağa doğa severler yaz kış yürüyüş düzenliyor. Çıkmayı çok isterdim. Como gölünde keşfedilmeyi bekleyen bir deniz kabuğu içindeki inci gibidir Colico. Bir çılgınlık yapın bu kasabayı mutlaka görün. Ben birgün Monte Legnone dağına tırmanmak için tekrar gideceğim.

Domaso kasabası; Güne erken başlayan çok yol alır unutmayın. Öğle saatine kadar fosur fosur uyayan tipler değiliz biz. 7 de yola çıktık saat 8 gibi Colico kasabasına vardık. Bir buçuk saat gezdik. Saat 10 sularında Domaso kasabasına vardık. Como da kumsal yok diyenler buraya gelmeli. Como gölünün en uzun kumsalı buradadır. 
                                                   Domaso dan bir ev ve Como gölü
                                                          Domaso eski şehir
                                             Domaso eski şehir
Önce göle girip bir güzel serinledik. Ağustos olmasına rağmen su buz gibi. Alp dağlarından gelen kar suları besliyor bu gölü. Domaso kasabası rüzgar sörfünün merkezi konumunda. Kasaba Como'yu besleyen Livo ırmağı tarafından ikiye bölünmüş vaziyettedir. Bir tarafta roma dönemine ait ve ortacağdan kalma bir kasaba görünümündedir. Eski bir manastır ve eski liman bulunur. Villa severleri burada 17 yy ait Villa Camilla bekliyor. Ayrıca 12 yy ait San Giovanni Battista kilisesi bulunuyor. Burada ayrıca Val di Bares kanyonu bulunuyor. Doğa severler için çekim merkezi. Hem kendiniz hemde turlar aracılığıyla bu kanyonda eğlenceli dakikalar geçirebiliyorsunuz. Bol bol ıslanmak çabası. Demosa kasabasından 26 dakikalık Livo köyünün yukarısında. Oğlum küçük olduğu için bu kanyona sadece ben girdim. Bizimkiler Livo köyünde gezdiler. Bende bir grubun arkasına takılarak onlarla beraber buz gibi suyun içinde o güzel kanyondan yürüdüm. 


                                             Val di Bares kanyonu Livo kasabası
Bazı yerlerde oğlum beni izleyebildi. Kanyonda izleme yerleri var. Bir gün buraya oğlumla tekrar geleceğim. O önce biraz büyüsün. Turla giderseniz zaman kaybediyorsunuz. Biz arabamızla gittik ve orada tura dahil olarak kıyafet kiraladım. Bir bucuk saat kanyon içinde yürüyor, atlıyor, sularla boğuşuyorsunuz. Bitiminde Livo köyünde bir kahve insana çok iyi geliyor. Livo köyüde enteresan eski, harabe bir antik kent havasında. Como gölüne gittim bir şey bulamadım diyenler Como'da insanı ne tür süprizler beklediğinden haberdar değil. Sadece Domaso kasabasında bir hafta kalsanız bile sıkılmazsanız. Yani Como gölü çok çeşitli imkanlar sunuyor. Burası öyle böyle sıradan bir göl değil. Avrupanın elit tabakasınında sıklıkla gelip tatil yaptığı bir yer. Yürüyüş, dağlara tırmanış, yüzme, sörf her şey var. İtalyanın gelir kapılarından biridir Como gölü.

Gravedona kasabası; Yavaş yavaş geriye dönüş başladı. Domasa kasabasından sonra yolumuzun üzerinde bulunan Gravedona'da mola verdik. Como gölünün kuzeyinde bulunan yaklaşık 3 bin mutlu italyanın yaşadığı sessiz sakin bir kasaba. Yine birer dondurma alarak köyün dar sokaklarında yürüdük, buralarda yürüdükce ve bu köyleri tanıdıkça kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. 

                                               Gravedona kasabası sahili
Tatilde olmanın insana verdiği duygu bu galiba. Dahada önemlisi biz sakin yaşamı seviyoruz. Dinlemekten zevk aldığım bir türkü gibi buraları. Kasabada 15 yy sonlarında yapılan Palast Gallio'yu, Santa Maria del Tiglio ve Santi Gusmeo e Matte kiliselerini gezecekleriniz arasına ekleyebilirsiniz. Biraz kaybolun Gravedona'nın sokaklarında. Kendinizi unutun hatta kendi kendiniz kaybedin. Ve bir daha bulmayın...
                                             Palast Gallio Gravedona
                                               Santa Maria del Tiglio Gravedona kasabası
Dongo Köyü; Menaggio'ya doğru giderken yolumuzun üzerinde bizi selamlayan küçük mutlu bir köy burası. 3 bin 500 kişiye ev sahipliği yapıyor. Yeşil ve mavinin kesişme noktasında.
 Bu köyün benim için ilginç olma nedeni tarihi bir öneme sahip olması. Önemli bir diktatör ile özdeşleşmiş bir köy burası. Bu köyü ve tarihi kişiliği bu bölümün en sonunda anlatacağım. O nedenle es geçerek San Siro kasabasına bir göz atalım.

San Siro kasabası; Gravedona'dan 26 dakika uzaklıkta 1.700 kişinin yaşadığı küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk. Bilmece gibi oldu. Yahu yok böyle şirinlik. James Bond serisinin Casino Royal filminin bazı sahneleride bu köydeki Villa La Gaeta çekilmiştir.
 Villa La Gaeta James Bond'un  bazı sahnelerinin çekildiği villa.
                                             Villa La Gaeta San Siro kasabası
 Şirin küçük bir köy. 17 yy ait Santa Martino kilisesi, 6 metre yüksekliğinde eski roma surları, Rezzonico sarayı gezilebilir.

Menaggio kasabası; 3 binden biraz fazla nüfusu ile Como gölünde oldukça popüler bir köy. Vapurla Menaggio'ya gelirken size kartpostallık bir panaroma sunuyor. Como şehrininin kuzey batısında bulunuyor. İşviçre sınırına ve İsviçre'nin Lugano gölü ve şehrine yakın. Menaggio
şehrinin tam karşı kıyısında ise Gomo gölünün bir başka göz bebeği Varenna kasabası size gülümsüyor. Herşey bir adım kadar yakın size. Kasabanın kalbi küçük ve her zaman canlı olan meydanında atıyor. Sahilde bulunan kordon üzerine sürekli pazar kuruluyor. El ürünü ürünler satılıyor. Vapurla buradan da her yere ulaşmak mümkün.
                                          Menaggio kasabası



 Dar sokakları küçük bir meydanı ve turistler için kahve içebileceğiniz yemek yiyebileceğiniz resturantlar var. Como'ya göre daha ucuz bir yer. Dağlık yapısından dolayı serin insanı bunaltamayan bir havası var. Menaggio ve çevresi pek çok filme sahne olmuş özel bir yere sahiptir. Villa del Balbianello (Lenno) ve Villa La Gaeta (San Siro) buraya çok yakındır. Star Wars ve Gazino Royal filmleri buralarda çekilmiştir. Gecesi de gündüzü kadar renkli ve canlı. İlk dondurmamızı burada yedik ve enfesti. İtalyanlar dondurma konusunda uzman. 
                                          Menaggio dğlarından Como'ya kuşbakışı...
Menaggio da dağlara doğru tırmana bilir ve Como gölüne kuş bakışı bakabilirsiniz. Kim bilir belkide kanatlanır ve gölün maviliğine doğru kanat çırparsınız. Biz o dağlardan arabamızla kıvrıla kıvrıla indik ve manzara gerçekten güzeldi. Tarihi bir dokusu yok. 
                                           Menaggio limanı
Küçük bir limanı ve çevresine dizilmiş renkli evleri var. Villa Erba, Villa Pensa ve Santa Marta kilisesi görüle bilir. Göl kenarında ayaklarınızı uzatarak oturabilir sevdiğinize ve kendinize şiirler okuyabilirsiniz. Erken kalkmanın faydaları sabahtan beri dünya kadar yer gezdik. Yorulduk mu hayır. Güzel bir duş aldık. Yorgunluğumuz kalmadı. O zaman gezmeye devam. Gün daha bitmedi.

Karşı kıyının güzeli Varenna;
Veranna küçük balıkçı köyü
                                            Varenna limana yaklaşan vapurdan...
Menagio'dan vapura atlayıp kendimizi Varenna'ya bıraktık. Como gölünün bir diğer turistik köşesi ise Varenna köyüdür. Çok popüler ve bu nedenle çok kalabalıktır. Mütevazi bir köydür. Küçük bir sahili vardır. Yoları küçük taşlarla kaplıdır. Yine merdivenleri çıkarak sokak sokak gezebilirsiniz Varenna'yı. 


Şarap dükkaları, hediyelik eşyalar, dondurmacılar, arı gibi ordan oaraya koşarak fotoğraf çeken turistler. 

                                               San Giovanni meydanı

Kasabanın yukarısında San Giovanni meydanında 12 yy'da yapılmış San Giorgio Kilisesi ve çan kulesi bulunur. Kiliselere meraklı iseniz içeriye girip gezebilirsiniz. Ağustos ayı olduğu için sıcak ve kalabalık her yer cıvıl cıvıl turist. Akşama doğru burada olmak iyi geliyor bize. Daha rahat gezebiliyorsunuz. 


 Biraz daha yukarıya çıktığınızda Vezio kalesi sizi bekiyor olacak. Yorulacaksınız ama buna değecek. 769 yılında balıkçılar tarafından kurulmuş şirin bir ortaçağ köyüdür Varenna. Köyde 700 kişi yaşıyor. Yani köylüden fazla turist var bu köyde. 
                                           Villa Monastero Varenna
                                                     Villa Cipressi
 Gölün kenarında bulunan Villa Monastero'yu veya Köyün yüksek bir noktasında bulunan Cipressi villasını gezebilir kuş bakışı olarak Varenna'yı seyredebilirsiniz. Varenna'nın göl üzerinde panoramasıda çok güzeldir. Eğer vapur turu yapacak olursanız bu panoramayı kaçırmayın. Menaggio'dan vapurla yaklaştıkça bir tabloya girer girer gibi hissediyorsunuz kendinizi. Masal gibi yerler buraları. Gerçek mi hayal mi ayırt etmekte zorlanıyorsunuz. Ve ne kadar çok turist çekiyor.


Eylül 2017 Heidelberg














Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bellagio Kasabası Como'nun göz bebeği...

Como Şehri ve Como gölü İtalya